''HITMAN'' FİLMLERİ NEDEN BAŞARISIZ OLDU?

00:54

  



   İnsanı , suikastçi yolunda mükemmelleştirmenin sonuçları neler olabilir? Hitman , bize bu sonuçları gösteren bir oyundur.
  
   Hitman oyun serilerinde , olay örgüsü içerisinde karşılaştığımız olaylar oyunun hikaye yapısını oluşturur ve bize ana fikri gösterir. Oyunda ‘’Ave Maria’’ müziği eşliğinde oradan oraya yağdırılan mermiler , James Bond’un filmlerinde ki aksiyondan çok farklı bir yapıya sahiptir. Hitman , James Bond filmlerinde ki gibi abartılı bir aksiyonel yaklaşım sergilemez. Bununla birlikte Hitman , Kingsman (The Secret Service)’in eleştirel ve entelektüel atmosferine sahip olmamasına rağmen kendi derinliğine sahip , farklı bir seridir. Çünkü Hitman serisinin başlangıcı , bilim-kurgu olayına dayanmaktadır.

                                                                                       

   






  Hitman oyun serilerinde gözlemlediğimiz ana konu tamamen sessiz suikastçıya bürünmemizdir. Evet , Hitman’de istediğimiz zaman ortalığı karıştırabiliriz. Oyunda , hedefinizin içkisine zehir katmak yerine balta ile düşman öldürebilirsiniz. Yada kesinlikle sesinizi çıkarmazsınız. Duygularınız yerine profesyonel tavırlarınızla hareket ettiğiniz bir olay örgüsü bulunur ve siz bütün bu görevler bittikten sonra takım elbiseli basit bir adamsınızdır.



  
Peki ya oyunları konu alarak yapılan Hitman filmlerinin tam anlamıyla bu olayları izlediğinden bahsedebilir miyiz? Ne yazık ki hayır.

                                                                                           


  






 Bulunduğumuz tarih’e kadar Hitman oyun serileri baz alınarak iki film yapıldı. Hitman (2007) filmi ve daha güncel olan Hitman : Agent 47 (2015). Sırasıyla Timothy Olyphant ve Rupert Friend tarafından canlandırılan Ajan 47 , beyaz perdeye iki kez yansıdı ve iki film de beklenenin altında kalmıştı. Çoğunluğun değerlendirmelere göre  birinci film daha elle tutulur olmasına rağmen eksikliklerini es geçemeyiz. Şahsen oyunun gerçek atmosferi Hitman (2007) filmi tarafından algılanmış , fakat o film bile tamamen başarılı olamamıştır. Timothy Olyphant‘ın yüzü tam oturmamasına rağmen ses tonu ve ağırlığı , rolün üstesinden gelmiştir. Bununla birlikte oyun müziklerinin bir kısmına bağlı kalınmış ve istenen atmosfer verilmiştir. Fakat senaryonun eksikliği yüzünden var olan potansiyeller harcanmıştır. Yine de buradan , film de geçen İstanbul sahnesi ile asın bayrakları diyerek paragrafımızı bitiriyoruz.


                                                                                     



  Hitman (2007) filminin , hayranlar tarafından fazla tutulmamasının ardından 20 kasım 2012 senesinde Hitman Absolution oyunu piyasaya sürülmüştür. Oyun , serinin diğer oyunlarından daha gelişmiş grafiklere sahiptir. Oyunun oynanışı pek çok kişi tarafından tartışma konusu olsa da genel olarak beğenilen bir oyundur. Oyunumuz gerek atmosfer , gerek hikaye bakımından geçerli notlar alıp , en azından hikayenin devamı için önemli bir yere sahiptir.



  Ama Absolution döneminden sonra gelecek olan filmle , Hitman yine bir darbe alacaktır.





                                                                                  


  ‘’Evet abim , James Bond’un saçları üç numaraya vurduralım…Heh güzel oldu şimdi buna insan deneyi diyip Hollywood’un eline verebiliriz..Aa unutmadan şuraya biraz Hızlı ve Öfkeli atalım…Pek güzel’’.

  2015 senesinde bu sefer başka bir Hitman filmi ile karşılaşırız ; Hitman : Agent 47. Çoğu insan bir filmi beğenmediği zaman filmin yarısında çıkmak ister. Fakat şahsen bu sefer filmin fragmanının yarısında sayfayı kapatmak isteyebilirsiniz. Çünkü bu sefer bizi Atanamayan James Bond ile Hızlı ve  Öfkeli film serisi karşılıyor.

                                                              
                                             


    
   

  Hitman (Agent 47) filmi aslında hiçte absürt kaçan bir noktadan başlamıyor. Film , gayet iyi bir ses tonu ile Klon projesinin – bir kısmı değiştirilmiş origin hikayesi ile başlıyor. Anlatıcı , olayları gayet iyi bir düzeyde anlatıyor. Anlatıcının konuşmasından sonra gelen sahne akıcı bir şekilde devam ediyor. Boğma kablosu , taktikler…Hitman’in oyunlarında kullandığımız çoğu silah ve aksesuarı ilk sahneler de gözlemleyebiliyoruz. Fakat sonra anlatıcının , filmin başında kurduğu o atmosfer bir anda siliniyor ve hikaye , oyunda geçen etkenlerle desteklenmediğinden başarısız kalıyor. Ne yazık ki film evreninde oyunda ki çoğu etken silindiğinden temelimiz pek sağlam değil. Ayrıca oyunlar içerisinde Amerikan/İngiliz olarak tasvir edilen Diana’nın burada Asyalı bir oyuncu tarafından canlandırıldığı da gözlerden kaçmıyor. Filmde herhangi oluşturulan başarılı bir tipleme varsa bile filmin kimyası o tiplemeyi söndürmeyi başarıyor. Zachary Quinto’nun bu filmde bu kadar yapmacık olması da cabası.







    Birinci filmde gösterilen Ajan 47, burada sahip olduğumuz 47 tiplemesinden kesinlikle daha sağlam gözüküyor. Rupert Friend’in oluşturduğu 47 profilinde yanlış birşeyler olduğunu inkar edemeyiz. Gerek görünüş , gerek hareketler olsun. Şahsen film boyunca tek sevdiğim konu , Ajan 47’nin taktiksel planları olmuştur. Ort-Meyer yerine Dr. Piotr Litvenko ismini gördüğümüz anda birşeylerin tamamen değiştiğini anlıyoruz. Rahibeler, ICA , diğer düşmanlar ve değişik yollar yoktur ve herşeyden önce…Sokak ortasında cirit atan bir Ajan 47’miz var!
 
  





   47’nin izlediği yol başından beri neydi? O, herhangi bir aksiyon karakteri olmamasıyla ünlüdür ve sessiz suikastçi lakabını boşa almayan bir karakterdir. Oyun kimi zaman bize sessizce halledilmeyecek yollar sunar fakat bu filmde Ajan 47’yi bir araba ile Berlin sokaklarında ortamı GTA’ya çevirirken görüyoruz. Etkili sahneler yakalamış olsalar bile toplamda , Hitman’den iyice uzaklaşmış bir film gözlemliyoruz. Filmin , after credits sahnesinde sırf oyunlara bir atıfta bulunmak için oyundan referansla konulmuş bir karakteri görsek bile bu konuda geç kalındığını ve after credits’de bulunan sahnenin önemsiz olduğunun farkına varıyoruz.






  Son olarak tavsiyem ,  Ave Maria parçasını açıp , takım elbise giyip , gitar çantasının içine sniper yerleştirip orada burada Diana’nın direktiflerine kulak vermenizdir. Ya da siz en iyisi oyunlara tekrar gömülün. En azından oyunlar hala hatırladığımız gibi…Öyle değil mi? 


Bunlar da Hoşuna GİDEBİLİR

0 yorum

POPÜLER YAZILAR

ZAMAN TÜNELİ

AYIN ADAMI!

AYIN ADAMI!